6 Ağustos 2013 Salı

life for dummies

Aptal olmayı çok seviyorum.

Durup dururken kas kas kasım kasım diye duran insanların arasında ee ne komikmiş bu hahahehahehahaeha diye gülmeyi çok seviyorum.

Göbeğini çekerek yürüyen, beyaz keten gömlek giyince meh meh meh çok yakışıklıyım diyen, dünyanın en klişe laflarıyla birlikte dünyanın en bayat hareketlerini yapan insanlarla, onlar anlamadan dalga geçmeyi çok seviyorum (çok etkileyicisin bebeğim, six pack'ine dokunabiliyo muyuz?).

Daha önce aynı hataları bi daha yaparsam beni asın tamam mı?? uçurumdan atıp üstüme tükürün? dediğim halde sonra yine bayıla bayıla aynı yola girmeyi çok seviyorum.

Yolda şarkı mırıldana mırıldana yürümeyi çok seviyorum.

Beklemeyi çok seviyorum, beklemeyi hiç sevmiyorum. Beklemeyi hiç sevmediğim için çok seviyorum.

Karşılıklı gerileceğimizi sanan insanlara beklenmedik anlarda gülümseyip göz kırpmayı çok seviyorum. Çok sinirleniyorlar. Sinirlendirmeyi seviyorum.

Teşekkür etmeyi çok seviyorum. Teşekkür ediyorsam demek ki hayatımda az önce güzel bişey olmuş.

İnsanları kokularıyla hatırlamayı, özdeşleştirmeyi çok seviyorum.

Oturduğum yerde dans etmeyi çok seviyorum.

Kalbim çok hızlı atınca onu gizlemeye çalışmaktaki mücadeleyi, o gerizekalı naif çabayı çok seviyorum.

Selen yine çok konuşmaktan yemeğini yiyemedi.. denmesini çok seviyorum. Aklıma hep bişeyler geliyor?

Beni anlayan, benimle gülen, somurtmayan insanları çok seviyorum. Ben somurtuyorsam, sinirlenip beni gaza getiren insanları da seviyorum. Çünkü o zaman 'sen beni gaza mı getirmeye çalışıyosun be hahhaehahah??' diyip hemen sakinleşiyorum.

Loser loser dolaşmayı seviyorum, dünyanın en winner loser'ıyım. Winner'ları sevmiyorum. Çok sıkıcısınız. Gidin sıkıcı sıkıcı şeyler konuşun. Pisler.

Taklit yapmayı seviyorum. Taklidimin yapılmasını daha da çok seviyorum. Biri taklidimi yapınca acaip eğleniyorum. (Ben öyle miyim lan?)

Ağzı kırılacak insanlar listemdeki herkesi çok seviyorum.

Eski basım kitaplarda 'beklemeği severdi..' şeklindeki dumur yazım hatalarını seviyorum. (O zamanlar Türkçe öyle miymiş?)

Küçükken yumuşak-sert şeyleri ısırmayı çok sevdiğim için bütün Barbie, Cindy ve Action Man'lerimin bacaklarının diş izi dolu olmasını çok seviyorum.

Demli çayı çok seviyorum. Şaraba bayılıyorum. Bira bizim canımız. Her öğlen vişne suyu içiyorum.

Dünyanın en pesimist optimistiyim, bunu seviyorum, zıt kelimeleri bir arada kullanıp 'anlamlı gibi anlamsızlık...' yaratmayı çok seviyorum.

Çok tatlısınız.

Hiç yorum yok: