12 Ağustos 2013 Pazartesi

durduk yere niye kızdırdınız beni?

Hiç aklımda yokken ve inanılmaz pozitif bi günümdeyken, bir arkadaşımın eskiden yazmış olduğu bir blog yazısını okumamla sinirlerim tepeme çıktı. (Evet, oturduğum yerden sinirlenip sonra yumuşayan, kah gülüp kah dans eden bir pokemon'um - ki konumuz bu değil). Olay şu ki, etrafındaki insanlara, hadi insan demeyeyim de sevdiklerine karşı yüksek aidiyet duygusu taşımayan, zora geldi mi kaypak kaypak sıyrılan, açıklama yapmayı & uzlaşmayı dünyanın en zor işiymiş gibi gören insanlardan nefret ediyorum. Evet söylüyorum, saf nefret. Darlanıyorum bu gibi insanlarla aynı masayı, aynı semti, aynı dünyayı paylaşmaktan. Kabul ederim ki, karşındakine haksızlık etmiş olabilirsin, yaptığın şeyden gurur duymayabilirsin ve hatta çok ayıp ettiğini düşünebilirsin (hangimiz yapmadık ki?) ama bu ay hiç uğraşamıcam bebeğim.. tavırları ne dostum? Benim yaşadığım dünyada iç huzuru kulakları tıkayıp lalalalalalaaaa diyerek sağlanamıyor, ya seninkinde? Evet senin dünyanda bu kadar değişik olan nedir, bizim anlamadığımız, bilmediğimiz yüksek meşgalelerin nedir? Anlat bize, çok sığ ve dırdırcıyız, anlamıyoruz biz.

Bu tip insanlar var mı çevremde gerçekten bilmiyorum, zannetmiyorum olduklarını ama varsanız GİDİN. Derhal çıkınınızı bir sopaya bağlayın ve bölgemden çıkın. Ben karşılıklı konuşabilen, her daim öf çk skldm bn gdyrm demeyen insanların yaşadığı bir dünyayı istiyorum, geri kalan herkes gibi. İnsanlar konuşa konuşa anlaşır, duvarlara baka baka değil.

Ben demedim, atalarımız diyor.
Lütfen ustalara biraz saygı.
Beni sinirlendirmeyin.

Hiç yorum yok: