14 Şubat 2011 Pazartesi

bir erkeğin çaresizlik dolu, acı dolu dakikaları. tamamen gerçek, hepimiz biliyoruz.

Bugün erkek olmadığıma şükrettim.

Zaman akşamüzeri 7-8 civarları, mekan caddebostan'da lig tv'si olan ve işte "çıtır tavuk sepeti" veya "biranın en sıkı dostu" vs. adlı yiyeceklerin servis edildiği bi yer. Bildiniz öyle yerleri. Duvarlarında hep amerikan filmi oyuncularının veya futbolcuların karikatürize edilmiş koca dudaklı fotoğrafları olur hani. Neyse. Sevgili kişisiyle karşılıklı oturuyoruz, ben "bu oyuncu orta açma özürlü bence" diyorum, o da -söylediğimde haklı bile olsam- "ne anlarsın futboldan sen narinşey?" bakışıyla bıyık altından bana gülüyor. Öyle takılıyoruz. Aşağı yukarı herkes de böyle takılıyor zaten. Hemen önümüzdeki masada oturan çift ise ilişkilerinin muhakemesini, o gürültülü, sigara dumanlı, "ibrahim torameeaan" yankılı ortamda yapmaya and içmişler. Daha doğrusu kız içmiş. Çocuğunsa içtiği tek şey bira. Başka bişeyden de haberi yok.

Kız o kadar seri bi şekilde ve yüksek sesle konuşuyor ki, sevgilim de bi müddet sonra kulak kesilip onları dinlemeye başlıyor benim gibi. Hatta yanlışlıkla kibarlık edip dinlemesek, kız masamıza gelip omuzlarımızdan sarsarak "dinlememek!!!"le suçlayabilir bizi. O derece bi iddia, o derece bi hırs söz konusu ortamda. Konuşma ilerliyor, dişi kişi konuştukça er kişi yüzüne bakıyor, dişi kişi sordukça er kişi cevap vermiyor. Çocuk "derdin ne ya maç izliyoz iki dakka!" diye bağırsa, kız daha da arttıracak iddiasını ama bi türlü alamıyor istediği tepkiyi. Sonra baktı tüm çabalarına rağmen alamayacak gibi, başlıyor küfür hitaplı edebi cümleler kurmaya. "Sen bana zaten bi gün bile değer vermedin, hep yadsıdığım şeyleri kanıksadın. Hayvanherif! Yaşanmışlıklarımızı gözyaşlarımla ıslatmama bile kızdın be sen! Bu hikayedeki başrol hep benim sessiz haykırışlarımdı fakat sen! Bir kere bile dönüp dokunmadın yüreğime! Gerizekalı!" İnanın kız edebiyatla argoyu o kadar güzel harmanlıyordu ki ben taklit bile edemedim şu anda. Zavallı çocukta tek bir tepki yok. Yüz ifadesinde değişiklik bile yok. Çocukcağızın kızı ağır çekimde ağzını oynatırken hayal ettiğini düşünüyorum veya acaba çizgi film kahramanı gibi aslında uyuyo da gözkapaklarının üstüne göz mü çizdi diyorum. Ben muhtemel olasılıkları düşünüp eğlenirken adamdan hala ses yok. Ben tabi arada "Bak demek ki çocuk şöyle yapmış, kız da diyo ki niye onu öyle yaptın diyo. Hıhı. Evet bak dinle. Öyle dedi. Dedim ben ama kesin şöyle oldu yani.." şeklinde yorumlar yapıyorum sevgilime. Sevgilimdeyse ses yok.

Aradan bi müddet süre geçiyor, kız vurucu son cümleyi de söylüyor ve bir hışımla montunu eline alıp sokağa fırlıyor, hızlı hızlı yürümeye başlıyor. Klasik son. Bu arada çocuk kızın kalktığını farketmemiş bile olabilir. Yavaş hareketlerle birasını yudumluyor, çıkan kamburunu iyice pörtletiyor. Hatta "nerdeyse bi anda göz altı torbası oluştu lan adamda" diye düşünüyorum. Yorulmuş. Maça iki dk göz atıyor sonra hesabı isteyip o da kalkıyor. Sevdiceğinin aksine yavaş adımlarla sigara içerek ilerliyor. Ben de artık tüm ilişkiye vakıf bi insan olarak sevgilime dönüyorum. Sevgilim derin bir nefes alıp veriyor, "bilmiyorum da kızın söylediklerinden tek kelime anlamadım ben, çok hızlı konuştu dimi? ne dedi hiç şey yapamadım. Çok fazla cümle vardı orda yaa." diyor. O anda o kadar seviyorum ki onu. O kadar olur. Noldu burda demin, izlediğimizi anladık mı? diye sorsam yarime, bir birinci sınıf öğrencisi gibi "ben bugün dırdır gördüm." cümlesini yazacak defterine, belli.

İçim sevgi ve şefkat doluyor. Onlara iyi davranalım, tüm suç bizde.

Hiç yorum yok: