14 Aralık 2011 Çarşamba

yazın soğuk, kışın sıcak

Hayatta insanın kendine sağlayabileceği en büyük lüks, istemediği şeyi yapmamak sanırım. İşe gitmek, para kazanmak gibi temel mecburiyetlerden vazgeçin, satın anasını gençler, viva la boheme! demek istemiyorum tabi ki, en azından çalışmak istediğin alana yönelmek cesaretini veya paranı nasıl harcayacağının kontrolünü eline alabilirsin'i kastediyorum. Herkesin hayat tarzıyla orantılı olan büyük mecburiyetlere katlanmak gerek, evet, kabul ama küçük olanları niye kelepçe gibi takıyoruz ayak bileğimize?

Çok yoğunsun, başını kaşıyacak vaktin yok ama sinemaya mı gitmek istiyorsun? Git.
Ertesi gün erken kalkacaksın ama uykun mu yok? Uyuma.
Bir insandan çok da hazetmiyor musun? Sevme, boşver takılsın.

Niyetim başınıza bir Osho olmak değil ama herşey daha güzel olmayacak mı sanki yukardakileri yapınca? En fazla uykusuz kalırsın veya işlerin biraz gecikir ama karşılığında nefes alırsın. O "ben çok fedakarımdır, dürüstlüğüm en kötü özelliğim şekerim karşımdakini kıramıyorum ben:(((" diye dolaşan herkes aynen tarif ettiğim gibi yapıyor, biliyorum. Telefonu ısrarla çalarken sessize alıp "hiç konuşamam şimdi iki saat amaaaeen" diyen insanlar. Siz de iyi yapıyorsunuz bazen.

Sevgilimle Friends muhabbeti yaptığımızda ben hep Monica'yla özdeşleşirim, çünkü çoğu zaman elimde olmayan şeyleri de kontrol etmek isterim, yapmaya çalıştığım birşey yıkılınca ben de yıkılırım. Herhangi birşey için çaba harcadıysam zamanında, zemininin sağlam olduğuna inanmak isterim. Üzülürsem veya sinirlenirsem saplanıp kalırım, kabullenemem. Karşımdaki insan ne yaptığını anlasın diye ben de onun gibi davranmaya çalışırım, görsün isterim, sonra gün gelir 'ee sen de öyle yapıyosun ama?' der. Haklıdır, haksızımdır, zor yüzleşirim.

Çok fazla şeyden vazgeçiyorum değişmek, rahatlamak için. Alnımdaki Japon animesi kılıklı kocaman damlayı silip atıyorum. Saplantılarımın, mecburiyetlerimin çoraplarını sessiz sessiz çıkarıyorum, izin veriyorum, toprağa bassınlar.


Monica'dan vazgeçip Phoebe oluyorum.

Hiç yorum yok: