29 Nisan 2011 Cuma

ağırlık.

İçim öyle sıkkın ki. Değilmiş gibi davranmak da bir yere kadar fayda ediyor. Düzelmeyen havalarla birlikte hala giymek zorunda kaldığımız kalın hırkalardan, montlardan ruhumda da var sanki. Çıkarsam şunları, ruhumun altına bir şort, üstüne de bir askılı geçiriversem rahat edeceğim.

Neden buradayız, ne yapıyoruz, nereye varacağız bilemiyorum.

Öte yandan sevgilim dünyanın en iyi, en tatlı insanı galiba. Yardımsever, düşünceli, destekçi. Arada canım sıkıldığında, birşeyleri kafamdan savuşturmak istediğimde onu böyle çimenlerin üzerinde ağır çekim yürürken hayal edesim geliyor. Güneşin çoktan açmış olduğu bir boyutta olsak, hep akşamüzeri serinliğinde kalsa hava ve biz onunla sadece el ele tutuşup yürüsek. Hayat hep o anlardan oluşan bir döngüden ibaret kalsa, bittikçe tekrar başlasa ve biz etrafımızdaki hiçbir şeyin kaybolmayacağının bilincinde olarak uzun uzun yürüyebilsek.

Bu aralar hep bunu istiyorum.

4 yorum:

schrödingerin kedisi dedi ki...

son paragrafı kaç kez okudum bilmiyorum, okumak bile rahatlattı içimi :)
ama sevdiğin insan yanındaysa eğer, bence hiçbir şey çok da kötü değildir. yerine olmak için nelerimi vermezdim :)

zeytin dedi ki...

bazı durumlar kurtarmıyor sevdiğin insan yanındaysa bile. ama doğru söylüyorsun hafifletiyor gözardı etmiş gibi olmayayım.

ayrıca da yerimde olmak için hiiiçbirşeyini verme, sevilenler hep yanımıza gelip oturacaklar eninde sonunda kaçış yok. sana düşen sadece bankta birazcık kenara kayıvermek olacak:) (hep simgesel anlatımlar, hep betimlemeler..:) )

schrödingerin kedisi dedi ki...

ah bu pozitiflik bende olsaydı.. muhtemelen depresif şeylerden başka bir şey yazmadığım için blog hayatım sona ermişti :P
bekleme konusunda zaten profesyonelleştim, bu konuda on numarayım. ama zamanla öyle hareketlerle karşılaşıyor ki insan, beklemenin sadece zaman kaybı ve daha fazla acı demek olduğundan artık adı gibi emin olmaya başlıyor. ama işte vazgeçemiyorsun da. böyle de tuhafi manyak bir durum.
ama senin mutluluğun daimi olsun. sevdiceğin de hep yanında olsun. sıkıntılar da çok durmasın, uçup gitsin :)

zeytin dedi ki...

sanırım herkesin böyle bir dönemi oluyor. anladığım kadarıyla bu bize hayatın bu kız çok pişmiş olsun, yana yana pişsin, kavrulsun, yansın deme yöntemi. ben mesela hayata aynen senin bu anlattığın gibi hazırlandım, daha fazla ne gibi haksızlığa uğrayabilirim ki iş mi okul mu devlet dairesi mi yollayın gelsin hallederiz diyodum:)

diyorum ya bana çok yakınsın bu konuda ama eminim yukarıda yazdıklarıma da çok yakın şeyler yaşıcaksın. biz inandık, olacak! (he bi de en yakın zamanda ali ağaoğlu esprileri bitsin bence, ben yaptım bu son olsun.)