7 Nisan 2011 Perşembe

aferin abi.

Lanet olsun sanaa ey zalim felek! derlerken ne demek istediklerini anladım ben bugün. Zalim bile değil, zalım. I'yla. Daha etkili. Elimi neye atsam, hani üfleyince beyaz tüycükleri uçan bi bitki var ya, onun gibi hop dağılıveriyor anasını satayım. Biri çıkıp "şans benim göbek adımdır bebeğims" diyor, ben burada nasibimi bile alamıyorum kendisinden yana.

Bu birkaç gündür yağan yağmurlar da benim yüzümden sanırım. Kusura bakmayın artık. Sevinmiştim havanın açmasına, ondan oldu diye tahmin ediyorum. Zira başrol oyuncusunun ayağı kayıp düşünce arkadan kahkaha efekti verilen dandik sit-com'lara benzedi iyice hayatım. Dümdüz yolda nerede bir muz kabuğu var, gidip mutlaka ona basıyorum da ben.

*P.S. her cümlenin sonunda hani bağlaç gibi kullandığımız ve iki harfle kısaltılan bi küfür var ya. heh. ondan olucak.

6 yorum:

pelinnn dedi ki...

aynı kaynımda var bebeeemmm biliosun ama aydınlanma cagıına giricezz ne olursa olsun o muzları yiyip kabuklarını baskalarına atan biz olucazz düşünceede gülme efektini cok iyi yapan bi tanıdıgım var bizim evde onu kullanırız =)

zeytin dedi ki...

gün gelicek iş çıkışı cosmo içmeye çağırıcam seni. şimdi kilo alıyım saçlarımı yıkamiyim karanlıkta televizyon izliyim, sonra işe girince güzelleşicem:)

Persephone dedi ki...

şansı şahsi bitchleri yapmış insanlar tanıyorum. öte yandan şans beni bitchi yapmış durumda. asla yıldızımız barışmadı :P

o değil de öyle insanlar var hakkaten, iş çıkışı arkadaşlarıyla cosmo içmeye giden, gene arkadaşlarıyla falan böyle tüm gün mal mal gezmeyip de öğle yemeğinde lüks bir restoranda görüşüp salata yiyen, topuklu ayakkabı hayatlarının büyük bir parçası olan, ajandasını evde unutursa kriz geçiren insanlar falan var. teoride 2 ay sonra benim de onlardan olmam lazım da ssiiiieee diyesim geliyor bunu söyleyen iç sesime :P işin daha şaka gibi olan kısmı, tam olarak böyle yaşamaya şimdiden başlamış sınıf arkadaşlarım var. ve hani özentilikten değil, gerçekten böyleler. geçenlerde derse gelirken ajandasını evde unutmuş da nasıl bembeyaz dolaştı bütün gün, eli ayağı titriyordu kızın. gerçi bu bahsettiklerimden biri ralph lauren'da biri de tommy hilfiger'da merchandiser olarak çalışmaya başladılar. ben de çalışsam oralarda ben de olurum. di mi lan? di mi?

zeytin dedi ki...

şu an bana o kadaaaaar uzak şeyler anlattın ki ben anlamadım resmen:) 97 yılından beri içine yazıcak bişeyler bulamadığım ajandalarım var, nası anliyim:) uzun zamandır içtiğim tek içki de ya 50lik, ya da ucuzundan kırmızı şarap. i'm a loser baby, so why don't u kill me?

sen bana bakma ya. depresifliğin dibine vurdum, bi ara çıkıcam yeryüzü seviyesine. sen aslansın, kaplansın, niiiüü yorkırsın yaparsın alimallah:)

Persephone dedi ki...

sorma ya her sene bir heves cicili bicili ajandalar alıp, ocak ayında iki sınav tarihi, 3-5 doğumgünü yazıp bir kenara atıyorum. metis ajandaları tamamen kullanmaya kıyamamakla alakalı gerçi. ama yine de buradaki herkesin bir ajandasının olması, sürekli önlerinde açık olması kalbimi yaralıyor. :( soy un perdedor tambien o halde :P

bakalım allah büyük, kader kısmet, umut fakirin ekmeği vs vs :P

o değil de nasıl doluysam orjinal post'undan adeta daha uzun yorum yazışım da şahane olmuş.

zeytin dedi ki...

nolucak ya maksat vakit geçsin, yakınıcak bişeyler olsun:)