1 Kasım 2010 Pazartesi

yabanilikle yalnız olmak istemeyi karıştırmayalım beyler

Kabul etmek gerek, yalnız başına takılmaktan köşe bucak kaçan, mutlaka yanına eşlik edecek birini arayan, bulamazsa depresifleşen türden bi insan değilim. İkinci bi insanın varlığına ihtiyaç duymadan gitmek istediğim yere gidebilirim, izlemek istediğim filme tek kişilik bilet alabilirim, alışveriş yaparken başkasının fikrini almak istediğim çok azdır hatta istiklaldeysem yalnız dolaşmayı özellikle severim. Hava güzelse, kulaklıklarım kulağımdaysa, ayakkabım vurmuyorsa hiçbir problem yoktur benim için. Rahatsız sessizlikler yaşayarak dolaşacağım bi insandansa, oh derim tek başımayım, istediğim yerde istediğim kadar vakit geçiririm, istersem aynı kazağa bakmak için aynı dükkana 6 kez girer çıkarım, girdiğim kitapçıdaki her dvdyi, her kitabı tek tek ellerim, kafa rahatlığı gibisi yok dimi şekerim diye de eklerim.

Yalnızlık bazen gerçekten de rahatlatıyor, ona da ihtiyaç duyulabiliyor, buna yüzde yüz eminim ben. Her ne kadar dinlediğim, gördüğüm herşeyi sonra sevgilimle tekrar yapmak istesem de, onunla paylaşmadan aldığım keyfin yarım kaldığını düşünsem de, arada sırada yalnızlık iyidir, korkunç sıfatıyla tanımlanmadığında sevecen bile olabilir, evet.

Bi kafenin cam kenarı koltuğuna oturuyorum, milliyet sanat alıyorum, meyveli tartla sütlü kahve söylüyorum, 2-3 saat geçiriyorum, sıkılınca kimsenin kahvesinin bitmesini beklemiyorum.
Kendimle takılıyorum işte. Seviyorum onu. İyi bi kız bence, aynı şeylerden hoşlanıyoruz falan, anlaşıyoruz biz aramızda.

5 yorum:

Persephone dedi ki...

yalnızlık konusunda benzer düşüncede insanlar olduğunu bilmek güzel :D ucube gibi bakıyorlar bana böyle şeyler anlatınca.

zeytin dedi ki...

zaten bu yazıyı senin en son yazını okuduktan sonra yazdım:)

Persephone dedi ki...

ha, tamam o zaman :)

Cansu dedi ki...

repost edesim geldi :)

zeytin dedi ki...

zeytinin içine lucy, lucy'nin içine de zeytin kaçmış biraz diyebilir miyiz:)