4 Şubat 2015 Çarşamba

hayatın sana verdiği kadarı.

Yetişkin problemleri rocks! Ne yaptım, ne yapıyorum, yarın ne olacak derken 26 yaşıma geldim. Aaaaah geçmişimdeki değiştirmek istediğim tüm yanlış kararlar. Ve sırf bu yüzden bugün aldığım her bir yeni kararımda "ulan 5 sene sonra bugün için yine yanlış karar vermişim diyecek miyim acaba?" korkusunun su yüzüne çıkması. O korkunun sinsi sinsi kemirmesi. İçimi içimi yemesi.

Hayatta hepimiz mutlu olmaya çalışıyoruz ve itiraf ediyorum ki bazen Barney'nin "instead of being ill, be awesome!" taktiği işe yarıyor. Eski bir fotoğrafındaki gülümsemene bakıp o gün ne kadar mutlu olduğunu hatırlıyorsun, ancak geçmişe dönüp o günkü senle röportaj yapsan sana söyleyeceği ilk cümlesi yine "çok mutluyum lalala" olmazdı.

Keşke bazen insanlar karanlık bir bağımsız filmdeymişçesine bir durakta karşı karşıya dursa ve ağızlar yerine iç sesler konuşsabilse diyorum. O zaman belki hayatımızdaki en büyük eksik olan "heh, şimdi içim rahat etti!" cümlesini rahatlıkla kurabilirdik.