18 Aralık 2014 Perşembe

özgün'e

Sevgilim. Gelsen artık? İstanbul’da gitmek istediğimiz yerler listemizdeki yerlerin bazılarına sensiz gittim, keşke o da yanımda olsaydı diyerek yeni yeni oyunlar izledim, sinemalarda ara olduğunda yorum yapmak için telefona sarıldım. Çok yalnız hissediyorum. Bence herkes deli. Ciddiyim. Şu dünyada aklıma yatan, içime sinen tek insan senmişsin gibi geliyor bu aralar. Ben de delirdim. Kaç zamandır canım Beyaz Fırın’da yediğimiz makaronlardan çekiyor, dur o gelince beraber yeriz diyerek gitmiyorum, yemiyorum. Karaköy’de ilk başta çok beğendiğim ama sonra otururken kavga ettiğimiz için sevmemeye karar verdiğim o pis kafede oturup tatilde nereye gidelim kavgası yapmayı bile özledim. Yönetmen sandalyelerimizi alıp sahile inmeyi, senin her defasında sırtını denize, yüzünü bana dönerek oturmanı özledim. Gerçekten yalnızım. Çok arkadaşım var ama sensiz asla yalnızlıktan kurtulamayacağım. Cimrileştim. Sen yokken para harcamaktan nefret ediyorum. Sen yokken dışarı çıkmaktan bile nefret ediyorum. Herşeye yorgunluk gözüyle bakmaya başladım. Hayatta keyif aldığım herşeyi sen gelince yaşamak üzere biriktiriyorum, aklım sen gelince sevinilecek olaylar listesiyle dolu. Yalnızım. Sen her ne kadar bana moral vermek için her sabah telefonu adıma yazılmış şarkılar uydurarak açsan da, hafta sonları benim uyuduğum saatlerde şiirler uydurup telefonuma videolar yollasan da yalnızım.

Sen gelmeden ASLA tam olamayacağım.

İki tane fıstıklı makarona kavuşabilmek için, senin için, bu saçmasapan kaoslarla dolu İstanbul’u yeniden sevebilmek için 72 günüm daha var. Çabuk gel olur mu.